28 Şubat 2016 Pazar

METAFOR 1.3 - Otobüs


O kadar dedim “ Benden gelin arabası olmaz!...” diye, dinletemedim benim hanıma. Yazıktır, sevaptır diye kandırdı beni, hoş kanmak da denmez, çaresizlik benimkisi düpedüz.
Tamam bu pazar çalışmıyorum, vardiya da yok bu mevsimde fabrikada, ama ertesi gün onca insanı toplayıp işlerine götüreceğim, koskoca fabrikanın personel servisiyim bugüne bugün. Boru değil ya bu!..

Bir keresinde muhasebe müdürünün annesi de bindiydi, hastaneye gidecekmiş kadıncağız. Kontrole. Çok beğendiydi koltuklarımın desenini, camlarımın temizliğini falan. Telefonda konuşurken duydum, oğlumun servisindeyim diye açtı telefonunu gururla. Ya yine binesi tutarsa müdürlerden falan birisinin tanıdığının… Unutulmuş bir düğün pastası kırığı, limonata lekesi görürse ya? Sabah 06:00’da hareket. O gece uyku yok bana, sabaha kadar temizlik.
Bir de kuaförden alacakmışım gelini, ordan da mahalleye. Çoluk çocuk, torun torba doluşurlar şimdi, batırırlar her tarafımı. Hem nereye park ederim, nasıl dönerim o daracık sokaklardan. Hey Allahım!

Dün damat aradı, gülüyorum artık sinirden, “Abi benim bir tanıdığım var gelin arabası süsleyen, epey de indirim yapacaklar.” dedi. Pes artık!

Arkasından gelinin kız kardeşi aradı bir telaş, aman da bir iş bitirmiş edasıyla “Abi ben konvoyda çalacağımız kasetleri ayarladım sen merak etme.”, sanki Tarkan’ın konser organizasyonunu halletmiş on tırla geldiği. Yahu ne konvoyu! Kuaförden salona dedim, tamam bir de mahalleye “Yok abi olmaz öyle şey, şöyle havalı havalı kornaya basıp caddede bir iki turlamadan…  Cık cık cık el alem ne der sonra.”


“Ne eli ne alemi be kadın!” diyecektim ki, hanım “Sevaptır bey!” dedi. 

                                                                                                          Yelda UGAN
                                                                                                            24.02.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder