"Metafor 1" serisinde bir durum metaforla anlatılmıştır.
Öyle yavaş
yanaşıyorum ki durağa durduğumu sanıp binmek için telaşlanıyor durakta
bekleyenler. Her iki elini Pazar alışverişi torbaları ile doldurmuş teyzeler,
kasketinin altında sakal sarmış yanağını sıvazlayarak sigarasından son bir fırt
alıp yere fırlatarak, hani son kez ayakla söndürmek için basılır ya işte onu
bile yapmadan, kapıma doğru hareketlenen amcalar…
Bir an bende
durduğumu sanıyorum ama önümdeki otobüsün hareket edip kalkar gibi yapması ile
hadi biraz daha ilerleyeyim diyorum durağın ortasına doğru. İşte o an bekleyen
yüzlerdeki hayal kırıklıkları, küçük kızma ve öfke ifadeleri camlarımdan içeri
giriveriyor…
Yok bugün ne yapsam
ne etsem de bitmeyecek bu duraklar, bitmeyecek bu sefer, üzerimdeki yılgınlık
bitirdi beni… Her sabah gördüğüm nazlı güzeli de görememişim üstüne üstlük.
Bundan önceki üç durakta olduğu gibi isteksizce açıyorum kapılarımı çatur çutur
sesler içinde. Güya bakım yaptılar dün, yağladılar her yanımı. Belki de yağlar
gibi yaptılar, yağda yumurta pişirip yediler bilinmez ki!
İşte biniyorlar adım
adım. Biipp geç! Tiipp geç, Zaartt ay yanlış kart bastım, dur nerdeydi! Yahu
ben hep insanlarla mücadele etmek zorunda mıyım, kendi dertlerim yetmiyormuş
gibi bir de onların dertleri yükleniyor her binen yolcuyla üzerime…
İşte şu genç kız,
belli ki sevgilisi ile küsmüş, bin bir şey geçiyor aklından. Ya şu gence ne
demeli, takmış kulağına mikrofonu sanki dünya ile alakam yok diyor ama
cebindeki son on liranın derdine düşmüş kara kara düşünürken beynine müzik zerk
ediyor…
Yeter artık
binmeyin! Yüklenmeyin üzerime! Geç amca geç, geç de kapatayım şu kapıyı! Daha sekiz
durak var, bitmez bu yol, bitmez bu sefer!
Çeksem yolun
kenarına dursam, inin aşağı desem. Baksalar sersem sepelek yüzüme, tekrarlasam
inin yahu inin! Boşaltın beni, alın dertlerinizi gidin başka bir otobüse
yükleyin. Bomboş kalayım! Sussun kemiklerimin sesi, sussun beynimdeki uğultu,
sessizliğimde dertlerime son vereyim…
Atilla
ELTUT
24.02.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder